×

Manastırlı Hamdi Bey

Manastırlı Hamdi Bey

Özet

16 Mart Cumartesi 2024

Manastırlı Hamdi Bey, yahut Cumhuriyet sonrası tam adıyla; Ahmet Hamdi Martonaltı. "Martonaltı" soyadı ona bizzat Mustafa Kemal Atatürk tarafından verilmişti. 16 Mart 1920'de gerçekleşen İstanbul'un işgalini Ankara'ya, Mustafa Kemal Paşa'ya an be an duyuran kahraman telgrafçıydı Hamdi Bey. Manastırlı Hamdi, 19 Mayıs 1919'dan itibaren Mustafa Kemal'in İstanbul'daki gözü kulağıydı, Mim Mim Grubundan Topkapılı Mehmet Cambaz ile irtibat halindeydi. 1...;


Manastırlı Hamdi Bey

Manastırlı Hamdi Bey, yahut Cumhuriyet sonrası tam adıyla; Ahmet Hamdi Martonaltı.

"Martonaltı" soyadı ona bizzat Mustafa Kemal Atatürk tarafından verilmişti.

16 Mart 1920'de gerçekleşen İstanbul'un işgalini Ankara'ya, Mustafa Kemal Paşa'ya an be an duyuran kahraman telgrafçıydı Hamdi Bey.

Manastırlı Hamdi, 19 Mayıs 1919'dan itibaren Mustafa Kemal'in İstanbul'daki gözü kulağıydı, Mim Mim Grubundan Topkapılı Mehmet Cambaz ile irtibat halindeydi.

16 Mart 1920'de İstanbul'u işgal eden İngiliz kuvvetleri Büyük Postanenin tamamına el koyunca Mustafa Kemal bizzat talimat verdi; "Derhal Topkapılının yanına git..."

Ardından Hamdi Bey Büyük Postanenin telgrafhanesinde görevine devam etti.

Ne var ki İngilizler işi sıkı tutuyordu, çekilen her telgraf inceleniyordu. Büyük Postanenin 2. katının tamamı İngilizlere ayrılmış, İngilizler burayı Muhabere Merkezi yapmışlardı.

Manastırlı Hamdi Bey ve Kuvvacı Telgrafçılarımız İngilizlere karşı boş durmadılar. Büyük Postanenin 2. katındaki Muhabere Merkezinden postanenin bodrum katındaki izbe bir depoya kaçak hat çektiler.
Böylece İngilizlerin Muhabere Merkezine gelen bilgi en geç yarım saat sonra Ankara'daki Mustafa Kemal'in kulağına fısıldanıyordu.

Mustafa Kemal'e suikast için gönderilen Hindistanlı Mustafa Sagir böyle yakalandı.
Black Jumbo casusları, Bupsy Paury, Mahmut Hamdi, Diş Hekimi Ahmet İhsan böyle yakalandı.

Ve 9 Eylül 1922'de ordumuz İzmir'e girmiş, nihai zafer kazanılmıştı.

Dünya basınının tek gözdesi Mustafa Kemal Paşa'ydı.

11 Eylül'de bir Amerikalı gazeteci Mustafa Kemal ile tarihi röportaj yapma fırsatını yakalamıştı.
İlk soru;
"Efendim bu zaferi neye borçlusunuz?"

Mustafa Kemal'in bu soruya cevabı ilginçti.
"Telgrafın tellerine..."

Ahmet Hamdi Martonaltı ve kahraman telgrafçılarımız işgal döneminde ve İstiklal mücadelemizde insanüstü bir çaba gösterdiler ve Kuvayi Milliye'nin Muhabere alanında da zafer kazanmasına vesile oldular.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk'ta Manastırlı Hamdi Bey'den şöyle bahsetmiştir;
"Bu hamiyetli ve cesur Manastırlı Hamdi Efendi olmasaydı, İstanbul felâketinden kim bilir haber almak için ne kadar intizârlar içinde kalacaktık. İstanbul’da bulunan nâzır, mebus, kumandan, teşkilâtımız mensupları içinden bir zat çıkıp vaktiyle bize haber vermeyi düşünememiş olduğu anlaşılıyor. Demek ki cümlesini heyecan ve halecân kaplamıştı. Bir ucu Ankara’da bulunan tel’în İstanbul’da bulunan ucuna yanaşamayacak kadar şaşkın bir hale gelmiş olduklarına bilmem ki hükmetmek câiz olur mu? Telgraf Memuru Hamdi Efendi bi’l-âhire bizzat Ankara’ya gelerek karargâhımız telgraf memurluğunu ifa etmiştir. Kendisine borçlu olduğum teşekkürü burada alenen ifade etmeyi millî ve vatanî vazifelerimden addederim..."

Bu vesile ile başta Manastırlı Hamdi Bey ve arkadaşları, Fatsalı Halim, Ahmet Remzi, Alaşehirli Sami ve tüm Kuvvacı Telgraf memurlarımızın Ruhları Şad Olsun.

149
3
An unhandled error has occurred. Reload 🗙